Ana SayfaYazarlarHüseyin Kaptan

Hüseyin Kaptan

 

 

Akademik dünyaya sığmayan enerjik tabiatıyla pek çok plan ve projede imzası olanlardandı. Ama plan, projeye imza atıp sonucu beklemek ve “Şartlar çizdiklerimi uygulamaya uygun değil!” şikayetleriyle ömür tüketmek de ona göre değildi. Soyadının hakkını veren bilge bir Karadenizli olarak o koşulları da belirlemeye koyuldu: Yerel ve merkezi politikacıları ikna edip, okullarda, meslek odalarında, bürolarda eksikliğinden dem vurduğumuz bir kurumlaşmayı gerçekleştirdi.

 

 

Belediye bürokrasisinden rol çalmadan çalışıp etkin olmanın hassas yollarını bularak Tepebaşı’ndaki salaş otoparkın âtıl alanlarını plancılarla, mimarlarla ve her etiketten kent araştırmacılarıyla doldurduğu “İstanbul Metropolitan Planlama Ve Kentsel Tasarım Merkezi” İMP’yi kurdu.   

 

 

Belediyeden rol çalmadan, metropolün ve siyasetin hengâmesinden zaman ve zihin ayrılamayan formasyonlarla kritik konuların saptanıp yön verilmesinde teknik destek hizmeti veren oldu. İtinayla açık kapattı.

 

 

Belediye ve siyaset ufkuna sığmayan mimar, plancı ve araştırmacıları belediyeyle tanıştırdı. Sorunsallarını siyasetin gündemine taşıyıp konuşulur kıldı. Duvara, masaya İstanbul diye idari sınırlarının konmasına karşı çıkıp Tekirdağ-Kocaeli-Bursa üçgenini, kısaca Doğu Marmara’yı görmek istedi. Sırf kendi değil, İstanbul ile ilgilenen herkesin gözünde o üçgen canlansın istedi.

 

 

İMP koridorlarına ve ofislerine şöyle gözucuyla bakmak bile, su havzalarından arazi mülkiyetlerine kadar her türlü teknik bilginin grafik temsiliyle sarılı bir yoğunlaşma ortamında olunulduğunu anlamaya yeterdi. Özetle bir arayüzdü. İMP; belediye bürokrasisi ve siyasilerle yüksek kapasiteli ofisler kurmuş mimar ve plancılar ve belirli sorunsallar ekseninde örgütlenmiş araştırmacıların buluştuğu bir arayüz.  

 

İstanbul su havzaları

İstanbul dere yatakları

Araştırmacılar deyip geçiyoruz da, başka alanlarda da olduğu gibi kent çalışmaları da birbirine değmeyen pek çok farklı sektöre ve sektör kümesine bölünmüştür. Altyapı başlı başına teknik bir konudur. Ulaşım da… Ekoloji ve doğal kaynaklar da… İkâmet, sanayi, ticaret, kültür gibi işlevsel bölünmeler bir yandan, sınıf ve tabakalaşma peyzajı öte yandan, günceli ve tarihseliyle bina stoku ve kentsel tasarım olarak adlandırılan bina harici artifaktlarla meşgul formasyonlar başka fakülte ve bölümlerde birbirinden habersiz çalışır. Mesela, altyapı ve ulaşım kültürel işlevlerle bir arada ve birbirinden beslenerek çalışan mekanizmalar olsalar da yolları nadiren kesişir. Siyasiler ve bürokratlarla ilişki bir yana; sırf farklı sektör kümelerinden İstanbul araştırmacılarını bir araya toplayıp birbirinden haberdar kılmak bile İstanbul’a yapılmış başlı başına görkemli bir hizmettir.

 

Tarihi yarımada Bizans ve Osmanlı mirası/Wiener Müller haritası

Böyle durumlarda genellikle olduğu gibi İMP de kurucu yöneticisi Kaptan ile özdeşleşmişti. Siyasi pratik içindekilerle, akademik ve mesleki pratik içindekiler arası yılların birikimi uzlaşmazlıklar öyle bir arayüz kurumla tamamen silinip ortadan kalkacak cinsten değildi. Onun gibi, veda töreninde sık zikredildiği tasvirle, sarılınca ellerin kavuşmadığı sınır tanımaz bir ulu çınarı bile yıldırdı. Geri çekilmesiyle kurum da enerji kaynağını yitirip tabelaya dönüştü.

 

İMP 2016 Çevre Düzeni Planı

Modern dünyanın en ele avuca sığmaz birimi olarak metropolün [büyük şehir] fikre, çizgiye dirençli başına buyruk yapısını anlatmaktan yorulmadı ve yılmadı da.

Zamanında şehirden uzak diye sanayi bölgesi yapılmış Kartal-Maltepe’nin zamane otoyol koşullarında kente çok yakın düştüğü ve o sanayi parsellerinin artık iş ve iskân bölgeleri olması gerekliliği herkesin malumuydu da, inisiyatif onun ofisi İMP’den geldi. Uluslararası makro ölçek yarışma açmakla yetinmedi, minör ölçekler belirleyip, arsa sahipleri ve belediyeler ile mimar ve plancılardan kurulu müzakere masaları organize etti. Birinde bulundum. Diğer aktörler gibi hayal kırıklıklarım da oldu ama tanımadığımız bir deneyimdi. Şunu hep birlikte anladık:

 Evet kent, plancı, mimar öyle istedi ve çizdi diye öyle olmaz ama o yöne gideceği sosyal ve siyasal mekanizmalar ustalıkla oluşturulursa pekala öyle de olur. Yarışma açılalı yaklaşık on yıl oldu, süreç ve sonuç yarışmayı kazanan Zaha Hadid’in çizdiği gibi olmadı ama Kartal-Maltepe haritanın da gösterdiği gibi halen İstanbul’un en iri ve gözde iskan bölgesi destekli iş merkezi haline geldi ki, Kaptan’ın kastettiği de zaten buydu.

Plancının herşeyi belirlemesi değil, metropolün kuvvetler dengesini sezgileriyle de bilip, mümkünler arasından adil ve vicdanıyla yol vermesi gerektiğini savunuyor. Okulda, ofiste müzakere masasında bunun hakim olmasına çalışıyordu.  

 

Z.Hadid, Kartal-Pendik yarışmaysını kazanan master-plan projesinin lansmanında K.Topbaş ile 

Zaha Hadid kazanan Kartal projesi 

YOL AĞI VE PARSEL ANALİZİ 

Massimilliano Fuksas-Kartal-Pendik

Kisho Kurakawa-Kartal

Metropolün doğu ucunda taze bir çekim alanı yaratmakla merkez üzerindeki baskının hafifletilemeyeceğini bildiğinden aynı yarışma sürecinin ikinci ayağı olarak da batı yakasında parçası olduğu ekolojik koridorla birlikte Çekmece gölü havzasını seçmişti. O Kartal-Maltepe gibi bir imar hareketliliği yönetiminden ziyade bir ekoloji projesiydi.    

 

Ken Yeang

Kengo Kuma

MVRDV

Bu yarışmalar aracılığıyla dünyanın tecrübeli plancı ve tasarımcılarını sınırları akademik çalışmalarla belirlenmiş belirli bir planlama vizyonu çerçevesinde düşündürüp çalıştırdı. Biz de bunu fırsat bilip İstanbul’u bir de bu somut projeler üzerinden tartıştık.    

Çok konuşup çok hayal edenler arasında gerçeklikle temas ortalaması yüksekçe olanlardandı. Pek çok ortamda bir arada olduk. Hollandalı plancı Kees Christiaanse ile üçümüz Refik’in önündeki küçük sofrayı paylaştık. En rahat edip açıldığı yer teknesiydi. Özetle yeri dolmayacaklardandı. Planlama ve tasarım camiasıyla İstanbul metropolünün başı sağ olsun.  

 

  

- Advertisment -