Ana SayfaYazarlarGüney Afrika’dan dönerken

Güney Afrika’dan dönerken

 

Uçağımız Cape Town’dan havalandığında, bir haftalık Güney Afrika gezimizin de sonuna gelmiş olduk. 6. gün, penguenlerin güneşlediği sahilde dolaştık. 7. gün, Nelson Mandela’nın 27 yıllık hapisliğinin 17 yılını geçtiği Robben Adası’na gittik.

 

Adadaki hücreleri ve kireç taşlarını kırdıkları alanı, burada 20 yıla yakın hapis yatmış İbrahim İsmail İbrahim’le dolaştık. Siyahi Kurtuluş Mücadelesi’nin (ANC) önderlerinin kapatıldığı ada, Cape Town’a feribotla yarım saat uzaklıkta. Artık müze olarak işlev görüyor. Adada yaşananları, bizzat orada kalanların rehberliğinde öğreniyorsunuz.

 

Güney Afrika yoksul mu, zengin mi karar vermekte zorlanıyorsunuz. Yeşillikler içinde bahçeli tek katlı evlerden oluşan şehirlerde, beyazların oturdukları mahalleler, Londra’dan geri kalmıyor. Şehrin kenar mahallelerine yöneldiğinizde, yoksul, teneke barakalardan oluşan bir başka gerçekle yüz yüze geliyorsunuz. Büyük kentlerin merkezi yerlerinde ise beyazların görünürlük oranı yükseliyor.

 

Cape Town Limanı ve çevresi bakımlılıkta, şıklıkta Hamburg Limanı’yla kıyaslanabilir. Kıyılarda Türkiye’nin hiçbir bölgesine benzemeyen bir estetik var. Lüks ve manzaralı villalarda film yıldızları yaşıyor.

 

Anayasacı Albi’nin direnişi

 

Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) düzenlediği buluşmalar, tam anlamıyla akademik eğitim kalitesinde gerçekleşiyor. Güney Afrika buluşmasında o kadar çok ve yararlı şeyler öğrendik ki, Kerim Yıldız, Esra Elmas ve arkadaşlarına ne kadar teşekkür etsek az.

 

Barış sürecinin önde gelen önemli aktörlerini dinledik (Maalesef kadın aktörlerin programda olmamasının eksikliğini hissettik).

 

ANC, siyahların bir tepkisi olarak ortaya çıksa da bu mücadalenin çok etkili figürleri arasında beyazların varlığı da bir gerçek. Konuşmacılardan Albert (Albi) Louis Sachs beyaz ve ANC’nin dünya çapında tanınan isimlerinden.

 

Ünlü bir hukukçu olan Sachs, insan hakları savunucusu. Tutuklanmış, bırakılınca mücadelesini yurtdışında sürdürmek zorunda kalmış. ANC Başkanı Oliver Tambo’nun isteği üzerine, demokratik anayasa çalışması yaparken 1988 yılında Mozambik’in başkenti Maputo’da, Güney Afrika ırkçı yönetiminin güvenlik güçlerinin arabasına yerleştirdiği bombayla ağır yaralanmış. Bir kolunu ve bir gözünü kaybetmiş. 1990’da ülkesine dönmüş, yeni anayasanın hazırlanmasında etkili bir rol oynamış. Mandela tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirilmiş.

 

Birçok şey öğrendik. Bunların bir kısmını daha önceki üç yazımda paylaştım.

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN

 

 

- Advertisment -