Ana SayfaYazarlarFelaket, doğal mı? Sosyal mi?

Felaket, doğal mı? Sosyal mi?

Global tarım devrimi(neolitik haritası)

Akdeniz’de etaplarıyla neolitik yerleşme deseni; koyu renkli en eski  yerleşme yoğunluğu Hasankeyf’in de bulunduğu Fırat-Dicle: Mezopotamya vadisine işaret ediyor.

Ortadoğu yağış haritası: Tarım devriminin de kaynağı koyu renk yoğunlukları; Mezopotamya ve Nil havzalarına işaret ediyor.

 

Buzul çağıyla tarım devrimi arasında Önasya’nın yeryüzü örtüsü *Step *yarı-çöl *vahalar,nehirler

 

Hasankeyf insanın sosyal yaşamının başlangıcı tarım devriminden beri binlerce yıldır aralıksız yerleşilmiş bir yer. Oraya hayat veren öncelikle tarım devrimi altyapısı toprağı var eden Dicle nehri. Vadi yamacı mağaralara doğal sığınma ortamı olarak yerleşilerek hayata başlandıktan sonra onbin yıldır yenilenerek inşa edilip bu günlere ulaşmış. Hoyrat ve bir bölge planlama kararı sonucu gelecek nesillere aktarılamayacak. Deneyimlemiş son nesiller biz olacağız. Nice badireler atlatıp süregelmiş kesintisiz bir insanlık tarihi ortamı yok olacak.  

 

Kayaların doğal duvarlarıyla, taşlarından örülme bina duvarlarıyla iç içe geçtiği Hasankeyf

Hasankeyf

 

Yine insanlar olarak bizlerin değil, elimizde olmayan doğal süreçlerin sonucu bir felaket gibi yaşayacağız. Ama bunun nedeni muhtemel bir sel olmayacak. Nuh tufanı gibi bütün Akdeniz’i gökten inen kontrol edemeyeceğimiz sular basmayacak; tersine yeryüzünde alınan yersiz bir mühendislik kararı ile yörenin bütün suları orada toplanacağı için sulara gömülecek Hasankeyf. Ancak epeydir AKP iktidarıyla ilişkimiz o kadar kopuk ki; onları içimizden bazıları gibi değil, dışımızdaki kontrol edilemez güçler olarak görüyoruz… Onlar da muhtemelen kendilerine kutsal güçler vehmediyorlar. Otoriter yönetimlerin doğasında olan bir karşılıklı belirlenme ilişkisi bu.

Arkeolog Gül Pulhan, radyodaki konuşmasında Hasankeyf’i baraj suları altında bırakacak sürecin hala tamamlanmamış olmasında kararın geri alına bilirliği yönünde bir umut görse de, vazgeçildiğine dair bir alamet belirmiş değil.

 

Yönetenlerle yönetilenlerin bu mutlak yabancılaşmasının Türkiye’ye has değil, Trump liderliğindeki siyasal iktidar yapılarının genel karakteristiği olması böyle badirelerin kolay atlatılamayayacağının habercisi.

 

Trump, Putin, Luiz Inácio Lula da Silva, Macron, Theresa May, Kim Jong

İstanbul’daki en şiirsel peyzaj Karaburun kayalığı ve sahili çevresine yerleşmiş dev avm İstanbul 3. havaalanı ile çevresindeki kayalık ve kumluk doğal çevre görünümleri.

Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) yerine yapılan Beştepe barok saray yerleşmesi.

 

Olan arada Hasankeyf’e, İstanbul’un içinde envai çeşit avm fazlalığı dururken hepsinden büyüğünü yapma hırsını tatmin için üstelik de inadına İstanbul’un en şiirsel peyzajı Karaburun kayalığı ve sahilinin iki adım berisinde yer seçerek yapılan ve uçaktan indikten sonra terk etmesi 3-4 saat sürecek kadar düşüncesizce tasarlanmış bir havaalanını bahane ederek yapılacak metropolün en büyük avm’si uğruna yok edilmiş İstanbul’un akciğeri kuzey ormanları bandına ve devri geçmiş köhne bir barok saray hevesi uğruna kıyılmış Atatürk Orman Çiftliği’ne oluyor.

Hasankeyf

 

Örneklerle çeşitlendirip esas konuyu unutarak kapatmış olmayayım. En eskisinden tazesine katmanlarıyla diri kalmış bir ata yadigârını başımıza Nuh tufanı gelmişçesine yitirmenin eşiğindeyiz.

 

 

Çok yerinde bir tepkiyi İzmir’den Diyarbakır’a baro başkanları Hasankeyf’de toplanarak verdi. Ama anlaşılan o ki konuşmakla, demeçle, vicdanla, mantıkla olmayacak… Yapacak başka ne kalıyor? O da gelecek yazıya…

 

 

 

 

 

 

 

 

- Advertisment -