Ana SayfaYazarlarMesele sadece Erdoğan değil; sen hâlâ anlamadın mı?

Mesele sadece Erdoğan değil; sen hâlâ anlamadın mı?

 

15 Temmuz gecesi yaşananlar hakkında, somut bilgilere dayalı daha net bir tablo görmek için üzerinden biraz daha zaman geçmesi gerekiyor. Henüz  sis tam dağılmadı ve darbeci subaylar arasında bile farklı ifadeler var. Darbenin fiili  muhatabı olan Erdoğan’ın bu kadar yakınında olan insanların bile tutuklanması, bu alçak  kalkışmanın buradaki bilinen maşaları (FETÖ) dışındaki tüm bağlantılarının net bir şekilde ortaya çıkmasının, özellikle de uluslar arası bağlantılarının net bir şekilde ortaya çıkmasının çok da kolay olmayacağını gösteriyor.  Bunlar, darbe teşebbüsü hakkında, henüz herkesin yorumlarla bulmaya çalıştığı ve bence o kadar da aceleci davranmadan, soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gereken durumlar.

 

Yapılan alçaklığının ortaya çıkardığı başka bazı şeyler ise, bu muğlaklığın aksine bir o kadar net ve utanç verici. Bu utanç vericilik değerlendirmem, sadece Meclisi bombalayan, kendi polisini öldüren, vatandaşına kurşun ve bombayla saldıran canilerle ilgili değil. Bazıları cesur davranıp daha sonuç belli olmadan tepkisini her şekilde gösterirken, bazıları sonucun belli olmasından sonra da olsa gene tepkisini gösterdi.  Ama bütün bu yaşananlara rağmen hâlâ darbe girişimini (ciddiye almamak anlamında) beğenmeyen, yaşananların bir senaryo olduğunu düşünen, bu senaryodaki açıkları bulmak uğruna sosyal medyada üstün zekâlarını gösteren “solcu”lar,  ülke siyasetinde neden zerre kadar etkili olamadıklarının cevabını, bu süreci doğru okuyarak da bulabilirler.  

 

Bugüne kadar sergilediği siyasal öngörüsüzlüklerle, yanlış politikalarla onlarca farklı konuda eleştirebileceğimiz CHP liderliği bile darbeye karşı net bir tavır alırken, sosyal medyada etkin çevreler, Gezi’de devrim olduğunu düşünen aydınlar, sanatçılar ve onların paylaşımlarını sosyal medyada tekrar paylaşan “orantısız zekâ” sahibi okumuş çocuklar, “senaryo bunlar şekerim “ diyebildi. Öte yandan, oturmasını kalkmasını bilen; Marx’ı da, Habermas’ı da, Frankfurt Okulunu da , Althusser’i de yalayıp yutmuş uluslar arası  aydınımız Murat Belge, darbenin darbe olduğuna inanmış, ancak darbeye karşı direnişi beğenmemiş ki, “En büyük — ve dolayısıyla en önemli — kargaşa, ‘halkın direnişi’ konusunda. Darbe girişiminin önlenmesi halkın sokaklara, meydanlara akması sonucunda oldu… Herkesin üstünde ittifak eder gibi konuştuğu konu bu. Oysa bu doğru değil. Darbe başarısız oldu, başarısız olduğu anlaşıldı. Halk bundan sonra sokağa döküldü” diye yazabildi.

 

Bunun somut olarak böyle olmadığını, bizzat kendi yaşadıklarımdan bildiğim için uzun uzadıya anlatmayı bile gereksiz buluyorum. Ama kendi yaşadıklarımdan aktarmam gereken başka bir küçük anekdot var. Sayın yüksek aydınların  “makarna için  oy veren, cahil, eğitimsiz” diye baktığı; “postmodernizm hakkında ne düşünüyorsun diye soracak olsak ‘helal midir, haram mıdır?’ diye cevap verirler” diye dalga geçmeye kalktığı halk, en yakın askeri kışlanın önüne gidelim de tankları durduralım diye çırpınır ve koşuştururken, gecenin bir yarısında bankamatik önünde sıra olan “okumuş, yüksek zekâlı devrimci çocuklar” da vardı sokaklarda.  (Yanlış anlaşılmasın; herkesin kendisini,  ailesini  koruma dürtüsü ile yaptığı hareketleri küçümsemiyor ve kınamıyorum. Ancak bu güne kadar oluşturulan, bir yanda “makarna için oyunu satan halk” ve diğer yanda “vatansever, zeki, eğitimli gerçek vatandaş” algısının doğru olmadığını göstermek istiyorum.) 

 

Bu sürecin kazananı Türkiye oldu, demokrasi oldu. Bundan sonra bu sürecin nasıl yönetileceğini ve ülkenin hangi yönlere doğru gideceğini ise siyaset belirleyecek. Siyasetçilerin, her ne kadar muhafazakar olanları dışında  süreçte ortaya çok çıkmasalar da sivil toplum örgütleri ve aydınların doğru siyaset üretmeleri gerekiyor. Bunun için de önemli sayıda ülke aydınının,  beyinlerinin Erdoğan düşmanlığıyla doldurdukları için kullanamadıkları kısımlarını, bu düşmanlığı oradan atarak kullanmaya başlamaları gerekiyor.  Bu şansı da kullanamazlarsa, ilmini daha içsel bir şekilde  ve hayatı okuyarak öğrenen halkımızın iradesi karşısında birkaç kuşak daha geride kalmaya devam edeceklerdir.

 

- Advertisment -