Ana SayfaYazarlarTürkler ve Kürtler neyin bedelini ödüyor?

Türkler ve Kürtler neyin bedelini ödüyor?

 

Kürt şehirlerinde korkunç bir savaş yaşandı. Bir yıl gibi bir sürede kentler yıkıldı; 350.000 insan göç etti; 7-8 bin kişi hayatını kaybetti; günlük hayat çöktü.

 

Kasabalar cenazelerle ağlarken “Türk-Kürt ittifakı” üzerine kurulan cümlelerin öfkeli kulaklara nasıl geleceğini bilmeyecek kadar acemi değilim.

 

Şimdi “zafer”den söz etmenin zamanı. 

 

Fakat bugünler geçecektir. Hayat kaskatı gerçeği önümüze koyacaktır.

 

Böyle giderse, korkarım o gerçeği hiçbirimiz sevmeyeceğiz.   

 

Tarihin toplumsal-siyasi aktörlerin iradesinden bağımsız kendi mistik bir akışı; ya da bu akışı belirleyen bilimsel yasaları olduğunu düşünenlerden değilim. Fakat geleceğin, hiçbir biçimde öngörülemez olduğunu; geçmişten günümüze gelen dinamiklerin nereye doğru seyredebileceğinin tahmin edilemeyeceğini de söyleyemeyiz.

 

Bu kadar sözü şunun için söylüyorum: Ortadoğu’da yeni düzen inşa edilirken Kürtler eski konumlarında olmayacaklar. Yaklaşık otuz milyon nüfusu ve dört ülkeye yayılmış varlıklarıyla etkinliklerini arttıracaklar ve arttırıyorlar. Türkiye olarak en çok da bizim içinden tanıdığımız bir kimlik uyanışı yaşanıyor. PKK’nın şiddet dolu, ahlak dışı politikalarıyla canımızı yakan; öfke ve acı yaratan sürecin öteki yüzü bu. Kürtler aktör oluyor.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -