Ana SayfaYazarlarBüyük açmaz

Büyük açmaz

 

Bütün Cumhuriyet tarihinde yargı, siyasal gücü eline geçirenin kullandığı bir mekanizma olageldi. Bu, sistemin içinde olan insanlardan sıradan yurttaşlara kadar, hepimizin bildiği bir gerçek. Yargının siyasal uygulamalarından doğrudan etkilenen sınırlı bir sivil dünya dışında, toplumsal çoğunluğun bu gerçeği çok umursamadığı da başka bir gerçek.

 

Bu umursamazlığın hemen göze çarpan bir nedeni olduğunu düşünebiliriz. Büyük çoğunluk için yargı, siyasal alanın dışında kalan gündelik anlaşmazlıklarda muhatap olunan bir hakemlik müessesesi. Komşuyla, eşle, alacaklıyla, borçluyla, hırsızla, bankayla vs başımız derde girdikçe ayaklarımız geri geri giderek başvurmak zorunda kaldığımız; yüksek bir kürsüden ilk defa gördüğü bize “sen”diye seslenen asık suratlı korkulacak bir otoritedir yargı çoğumuz için. Kendi sübjektif dünyasında hep haklı olan insanlarımızın, umduğunu bulamadığı zaman“adaletine” isyan ettiği bir dünyadır orası. Yavaş işler; kaybedene sorsanız “yanlış”, kazanan için ise “doğru” kararlar verir!

 

Sonuçta en derinde yerleşik olan yaygın kanaat, yargının tehlikeli ve güvenilmez bir mekanizma olduğudur.

 

Fakat bu olumsuz kanaat, yargının siyasal iktidara bağımlı olmasıyla ilgili değildir. O mesele, gündelik hayatın ihtiyaçları dışında başka bir alanın sorunudur ve işin “ilgi görmeyen” tarafıdır.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -