Ana SayfaYazarlarBeş iş kadını aranıyor!

Beş iş kadını aranıyor!

 

Geçen hafta World Economic Forum (Dünya Ekonomik Forumu) tarafından hazırlanan “2018 The Global Gender Gap Report” (Dünya Cinsiyet Eşitsizliği Raporu) hakkında yazmıştım. Bu raporun ABD için ortaya çıkardığı sonuçlardan etkilenen (olumsuz anlamda) Melinda Gates’in başlattığı #EşitlikBekleyemez kampanyasından bahsetmiştim.

 

WEF’in gerçekleştirdiği endeks çalışması data toplanabilen her ülke için detaylı bir karne sunuyor ve her ülkeye aynı kıstaslar kullanılarak kendi durumu üzerinden bir not veriliyor. Bu not aslında belirlenmiş alanlarda kadın-erkek arasındaki farkın eşitlikten ne kadar uzak olduğunu gösteren bir not. Ayrıca değerlendirilen tüm ülkeler arasında bir sıralama ve ortalama puana göre bir karşılaştırma sunuluyor.

 

Bu rapor metodolojik olarak dört ana alanda kadın ve erkeklerin bulundukları pozisyonlar arasındaki farka bakıyor. Bu alanlar 1) Ekonomik Katılım ve Fırsatlar, 2) Eğitimsel Başarı, 3) Sağlık ve Sağkalım, 4) Siyasi Yetki.  Bu ana alanların altında puanlamaların detaylandırıldığı alt kırılımlar mevcut.

 

Raporun nasıl ölçüm yaptığını daha net gösterebilmek adına şu noktaları da zikretmek gerekir. Birincisi endeks herhangi bir alanda kadınların mevcut seviyesini değil kadın-erkek arasındaki farkı esas alıyor. İkincisi girdi değişkenlerini değil, sonuç değişkenlerini karşılaştırıyor. Ve son olarak ülkeler arası sıralamada kadının yerinin hangi seviyede olduğu değil, kadın-erkek arasındaki fark seviyesi karşılaştırılıyor.

 

2018 raporunun ana bulgularına kısaca bakarsak; küresel olarak kadın-erkek eşitliğinde %68 oranında yol kat edilmiş durumda, diğer bir deyişle dünya ortalamasında hala kapanması gereken ortalama %32’lik bir kadın-erkek farkı mevcut.

 

Yukarıda bahsettiğim dört ana alan içinde en yüksek eşitsizlik %77.1 ile Siyasi Yetki alanında görülüyor. Ekonomik Katılım ve Fırsatlar %41.9 ile ikinci sırada. Eğitim ve Sağlık alanlarındaki ölçümlerdeki fark çok daha düşük seviyelerde, 4.4% ve 4.6%. Yani dünya ortalamasında kadınlar erkeklere çok yakın seviyelerde eğitim ve sağlık imkânına sahip olmalarına rağmen ekonomi ve siyaset alanlarına gelindiğinde bu imkânların kendilerine sağladığı kabiliyetler kullanılamıyor.

 

Gelelim bu çalışma kapsamında Türkiye’nin karnesine. Türkiye kadın-erkek eşitliğinin sağlanması açısından dört ayrı kategoride aldığı puan ile 149 ülke arasında 130. sırada. Eşitsizlik 0.00 olarak, eşitlik ise 1.00 olarak alındığında, Türkiye’de kadın-erkek eşitliği 0.628 seviyesinde ölçülüyor. Ve Türkiye bu puan ile 0.68 olan dünya ortalamasının altında kalıyor. Bölge olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika kategorisi altında değerlendirilen Türkiye kendi bölgesinde 19 ülke arasında 7. sırada. G20 ülkeleri arasında ise Türkiye, Suudi Arabistan ile son iki sırada yer alıyor.

 

Türkiye’nin puanlarına yakından bakıldığında ise ekonomide işgücüne katılım, gelir seviyesi ve üst düzey yöneticilik eşitlikten en uzak olunan alanlar. Siyasi yetki açısından ise milletvekili sayıları ve bakanlık pozisyonları puanlarında 0’a çok yakın noktalardayız.

 

Öte yandan, araştırmanın yapılmaya başlandığı 2006’dan 2019’a kadar kaydedilen değişim hızı sabit kalırsa Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin 104 sene sonra yakalanabileceği hesaplanıyor. Geçen haftaki yazımda görüleceği üzere bu süre ABD için 208 yıl olarak hesaplanıyor. Türkiye-ABD arasındaki bu fark ilginç bir veri ancak Amerika’da mesela iş gücü piyasasında kadın-erkek oranının eşitlendiğini göz önüne aldığımızda artık değişimin yavaşladığı söylenebilir. Aynı kategoride değerlendirildiğimiz Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da eşitlik 153 senede, batı Avrupa ülkelerinde ise 61 senede yakalanacak.

 

Altını çizmek istediğim konu şu; birçok ülkeye nazaran değişim hızı açısından avantajlı bir konumdayız. Öte yandan özellikle zayıf olduğumuz ekonomi ve siyaset alanlarının müdahale gerektiren alt başlıkları raporda açıkça öne çıkıyor. Bunlar aslında değişim hızımızı bir avantaj olarak kullanıp, en zayıf performans gösterdiğimiz alanlarda ülke çapında kampanyalar başlatarak süreci hızlandırmak için kaçırılmaması gereken fırsatlar.

 

Ekonomide ve siyasette kadının yerini güçlendirmek adına Türkiye’de sivil toplum kuruluşları ve özel sektör birçok başarılı projeye imza attılar, birçok yaratıcı çalışma halen devam ediyor. Ancak, acaba tam da Melinda Gates örneğinden yola çıkarak, iş dünyamızda başarıları ve güçlü pozisyonları itibarı ile öne çıkan beş iş kadını bu alanda enerjisi yüksek yepyeni ve güçlü bir kampanya başlatsalar etkili bir girişim olmaz mı? Bu kampanya için bir fon oluştursalar ve profesyonel bir takım kursalar, bu takım WEF raporu gibi akademik çalışmalar ile edinilen data ve belki yaptıracakları yeni araştırmalar aracılığıyla müdahalenin en etkili sonuç vereceği alanları belirlese ve oluşturulacak bir strateji kapsamında 5-10 senelik bir yol haritası hazırlansa ve ivedilikle harekete geçilse. Hatta bu alanda Melinda Gates ve takımından destek alınsa, tecrübelerinden faydalanılsa, iş birlikleri yapılsa.

 

Böyle bir girişimin işe yaramayacağını, etkisinin olmayacağını, yola çıktığı anda hızlıca büyüyen bir desteğe ulaşmayacağını söylemek çok zor. Ülkemizde böyle bir girişime kaynak ayırabilecek ve liderlik edecek vizyona sahip olan iş kadınlarının var olduğunu biliyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

- Advertisment -