Ana SayfaYazarlarHendekli yaşam

Hendekli yaşam

7 Haziran seçimlerinin ardından, doğu ve güneydoğuda hayata geçirilen (yeni konsept), hendekli yaşamlar. 

 

Yıllardır savaş ortamında hayatlarını idame ettiren bölge halkı, daha önce defalarca çatışma, köy boşaltmalar, faili meçhul cinayetler, cenazeler, zorunlu göçler ve ölümler gördü. Hem de çok gördü. Ancak ilk defa karşılaştığı hendeklerle, yeni bir yaşama zorlanıyor. Kürt halkı belki de savaşla ve savaşın doğuracağı sonuçlarla bu kadar yüz yüze gelmemişti. Kazılan hendeklerde, kurulan barikatlarda, bombaları ve yaratacağı tahribatı, vereceği maddi manevi zararı bu kadar yakından gördü. Daha önceleri 3500 köy boşaltılmış, 3 milyon insan yıllardır yaşadıkları yerlerden göç ettirilmişti. Fakat hendekli yaşamlarla tanışmamış ve savaşı bu kadar hissetmemişti.

 

Özellikle Suriye’den göç eden insanların dramını, sefaletini, Ege’nin soğuk sularında yitip giden hayatları, hayalleri görünce, savaşın ölümcül yüzüyle belki de ilk defa karşılaştılar. Savaştan kaçanların geride bıraktıkları hayatlarını, servetlerini ve yaşamlarını; evlerini, işlerini, düzenli hayatlarını nasıl bir çırpıda bırakıp sadece yaşama tutunmaya, kendilerini ve ailelerini kurtarmaya çalışmalarını; bir ekmek için nasıl dilencilik yaptıklarını görme imkânı oldu.

 

Bölge insanı 6-7 Ekim [2014] olaylarına (ayaklanmasına) maruz kalmış, her tarafta olaylar yaşanmış ve 50’ye yakın insan hayatını kayıp etmiş, halk milyonlarca lira maddi zarar görmüştü.

 

Tüm bunlara rağmen örgüte ve HDP’ye sempatisini yitirmemişti. Fakat mahallelerde hendekler kazılmaya, yollarda barikatlar kurulmaya ve sokaklar kapatılmaya başlandıktan sonra, bölge halkı savaşı ve doğuracağı sonuçları anlamaya başladı. Örgüte ve HDP’ye karşı olan güven azalmış durumda. Çünkü en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz oldular. Sokaklar, yollar kapalı. Çocuklarını okula götürecek servisler gelemiyor. Her gün hendeklerin ve bombalarla tuzaklanmış olan barikatların yanından, ölüm korkusu yaşayarak geçmek zorunda kalıyorlar.

 

Örneğin Yüksekova’da 4-5 mahalle ablukaya alınmış, yaşam koşulları zorlaştırılmış bulunuyor. Bu da en az 50 bin insanın hayatını etkiledi. 20 bine yakın öğrenci, öğrenim hakkından mahrum kaldı.

 

Hakkâri ve ilçeleri önceleri kırsal kesimden göç alıyordu. Şimdi tersi oluyor; insanlar ya yakın köylere, ya da batıya göç ediyor. Hakkâri ve ilçelerinde 2015 yılı içinde 15 bine yakın aile batı illerine gitmek zorunda kaldı. En azından çocuklarını batıya götürdüler.

 

Yüksekova kaymakamı İbrahim Çenet şöyle diyor: “Çalışmaktan hiç yorulmadık, hiç yorulmayacağız; biz halkımıza, Yüksekova’ya hizmet etmeye devam ediyoruz. Yüksekova Organize Sanayi Bölgesini kuracağız, üniversitemizin temelini de atacağız, hattâ olimpik bir kayak tesisi de kazandıracağız. Biz çalışacağız; onlar halk için hiçbir şey yapmadan sadece “onurlu direniş” diyecekler. Bakın, 7700 metreden Doğanlı köyümüze su getiriyoruz; bunu Afganistan 'da yapsanız adama dünya hizmet ödülü verirler; Oysa bunlar bizim rutin işlerimiz. Havaalanı yaptık, taciz ettiler, ama son eksiklerimizi de tamamladık; kış tarifesinde Türk Hava Yolları hem İstanbul’a hem de Ankara’ya programlı seferleri onayladı. Umarım bundan sonra her şey daha güzel olacak Yüksekova’da.”

 

Hasta almak için Yüksekova’nın Cumhuriyet mahallesine giden ambulansı iki gün alıkoyan örgüt üyeleri için kaymakam Çenet, “Savaşlarda dahi ambulanslara ve sağlık çalışanlarına dokunulmaz. Bunların hastaları ve yakınları için çalışıyoruz. Anlamak çok zor, kimlere hizmet ediyorlar” diye konuşuyor.

 

Şimdi hendeklerle yeni yaşama alıştırılmaya çalışılan bir halk, nasıl olur da örgüte ve HDP’ye güven duyar? Özellikle HDP’nin yerel yöneticilerine olan güven tamamen yok olmuş durumda. Halk onların kendi çıkarları için çalıştıklarını, hiçbir emek sarf etmeden nasıl lüks yaşadıklarını ve servetlerine servet kattıklarını görüyor. Bölge halkı hendekli ve bombalı yaşamı kabullenmedi. Suriye savaşı Kürtler için kırılma noktası oldu. Artık kimse ülkede savaş istemiyor.

 

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik