Ana SayfaYazarlarKatalunya’da çatışmacı Torra dönemi

Katalunya’da çatışmacı Torra dönemi

 

21 Aralık özerk parlamento (Parlament) seçimlerinden bu yana Serbestiyet’te Katalan sorunu üzerine yazmadım. İspanyol hükümetinin, Senato’nun onayıyla 1 Ekim 2017’de anayasaya aykırı bir otodeterminasyon referandumu gerçekleştiren Katalan özerk hükümetini (Govern) anayasanın 155. maddesine uygun olarak görevden alması ve Parlament’i feshetmesi üzerine yapılan bu seçimlerden sorunu çözecek bir tablonun çıkmaması nedeniyle.

 

Katalan seçimlerinin iki galibi” başlıklı konuyla ilgili son yazımda belirttiğim gibi, 21 Aralık seçimlerinden ilk sırada çıkan bağımsızlık karşıtı Yurttaşlar Partisi Ciutadans (C’s) ile merkez Sol ve Sağ’daki PSC ile PP’den oluşan Anayasa Bloğu, oylarını arttırmış olmakla birlikte, Parlament’te salt çoğunluğu alamamıştı. Oysa Parlament’in feshedilerek erken seçime gidilmesinin ardındaki temel yaklaşım anayasaya aykırı olarak tek yanlı bağımsızlık ilan eden ayrılıkçı siyasetçilerin Katalan seçmen tarafından cezalandırılacağı beklentisiydi.

 

Katalan seçimlerinin ikinci galibi, Belçika’ya kaçan eski özerk hükümet (Generalitat) Başkanı Carles Puigdemont’un Avrupa Demokrat Partisi PdeCat (Partit Demòcrata Europeu Català) olmuştu. Cumhuriyetçi Sol ERC (Esquerra Republicana) ile birlikte Parlament’in 135 sandalyesinden 66’sını kazanan Bağımsızlık Bloğu’nu salt çoğunluğa ancak, geçen sefer olduğu gibi, radikal Sol eğilimli, bağımsızlık yanlısı Halk Birliği Adaylığı CUP (Candidatura d’Unitat Popular) taşıyabilirdi. 10 sandalyesinden 6’sını kaybetmiş olsa da CUP çekimser kalarak dahi PdeCat/ERC ortaklığına hükümet olma imkânı sağlayabilirdi. (https://www.serbestiyet.com/yazarlar/akin-ozcer/katalan-secimlerinin-iki-galibi-839947)

 

Ne var ki CUP, aradan geçen dört ayı aşkın süre içinde Bağımsızlık Cephesi’nin hükümet kurmasına katkı veremedi. İlk girişim İspanya’ya döndüğü takdirde tutuklanacak olan Carles Puigdemont’un uzaktan kumandalı bir hükümetin başına geçmesiydi. Anayasa Mahkemesi bunun mümkün olmadığı görüşüyle Parlament’in 30 Ocak tarihli oturumunu iptal etti. İkinci girişim, tutuklu yargılanan Jordi Sánchez’in başkanlığında bir hükümet oluşumuydu. 12 Mart tarihli bu girişime de Yüksek Mahkeme Sánchez’in Parlament’te hazır bulunmasına izin vermeyerek engel oldu. Üçüncü girişim özerk hükümetin eski İçişleri Bakanı Jordi Turull’ un başa geçirilmesiydi. Yüksek Mahkeme yasadışı referandumun düzenlenmesinde de etkin rol oynamış olan Turull’u tutuklayarak bu girişimi de sonuçsuz bıraktı.

 

Torra ile adım, adım bağımsızlık hedefi

 

Bağımsızlık Cephesi İspanyol yüksek yargısının kıskacından kurtulmak için geçen dönem suç işlememiş olan Quim (Joaquim) Torra’ya yöneldi. Süreç “procés” olarak adlandırılan Katalan bağımsızlık sürecinin (procés independentista català) ilerletilmesini hükümete destek için şart koşan CUP, Pdecat üyesi Torra’ nın dün (14 Mayıs) ikinci turda basit çoğunlukla (65’e karşı 66 oy) Generalitat Başkanı olmasını çekimser oy kullanmak suretiyle mümkün kılmış bulunuyor. Ama CUP hükümetin her kararına otomatik onay vermeyeceğinin de altını çiziyor.

 

Aslında Torra hükümetinin programı bir yerde Puigdemont’un başlattığı bağımsızlık yolunda ilerlemeyi gerçekten vaat ediyor. Bu konuda öngörülen önlemler özetle şöyle sıralanıyor:

Bağımsız Cumhuriyet’in inşası.  Bu bağlamda bundan önce benimsenmiş olan yol haritası izlenecek. Anayasa Mahkemesi’nin “anayasaya aykırı” bularak iptal ettiği başta Hukuki Geçiş (Transitoriedad Jurídica) ve Otodeterminasyon Referandumu Yasası olmak üzere bağımsızlık ilanını etkin kılacak tüm yasalar yeniden çıkarılacak.

-Devlet kurumları ile doğrudan çatışma.  Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere İspanyol mahkemeleri, hükümeti ve bağlı kuruluşları ile Katalunya’ya olası siyasi, ekonomik ve toplumsal etkilerine bakılmaksızın doğrudan çatışmaya girilecek.

Çatışmanın uluslararası boyutunun güçlendirilmesi.  Bu bağlamda Katalunya’nın büyükelçilikleri oluşturulacak ve bağımsızlık söylemi her platformda geliştirilecek. Bu yapılırken AB veya herhangi bir devletin yeni Cumhuriyet’i tanıyıp tanımaması dikkate alınmayacak.

 

Görüldüğü gibi, Torra dönemi İspanya ile kurumsal çatışmanın yeniden canlanacağı ve sorunun uluslararası alanda tartışılacağı yeni bir dönemi başlatıyor. Önceliğinin Katalunya Cumhuriyeti’nin kurulması olduğunu Parlament’te yaptığı konuşmada vurgulayan Torra’ya karşı Anayasa Bloğu’nun da yeni önlemler alması gündeme gelebilir. Nitekim C’s Başkanı Rivera, dün (14 Mayıs) Başbakan Rajoy’a çağrıda bulunarak 155. madde uygulamasının daha da genişletilmesini istedi. Ama İktidar partisi PP ile ana muhalefetteki PSOE  Quim Torra hükümetinin anayasaya bağlılığını dile getirmesi halinde Devlet ile Katalunya ilişkilerinin şimdilik normalleşmesinden yana.

 

Ne var ki Albert Rivera, Terra’nın bağımsızlık konusunda Puigdemont’ tan çok daha aşırı görüşlere sahip olduğuna dikkat çekiyor. ABC gazetesine konuşan Albert Rivera, “ birileri Torra anayasaya ve özerklik statüsüne saygılı bir hükümet kuracak derse, onu tanıyan bizler buna sadece güleriz” diyor ve ekliyor: “ bir özerk hükümet kurulmuş olsa da 155. maddeyi uygulamadan kaldıramayız.” (http://www.abc.es/espana/abci-ciudadanos-refuerza-postura-y-exige-prolongar-155-si-quim-torra-no-acata-constitucion-201805110144_noticia.html)

 

Görünen o ki Devlet-Katalunya ilişkileri Torra döneminde normalleşmek bir yana daha da gerileceğe ve sorun sadece İspanya’nın değil, ayrıca dünyanın gündeminden de düşmeyeceğe benziyor. 

 

 

- Advertisment -